Açık denizlerde göreli olarak özgürce gezinen gemi kaptanları, Marmara Denizi’ne girdiklerinde daha dikkatli davranırlar. Boğazlar vardır burada; sığlıklar, kayalık bölgeler, akıntılar, tehlikeler vardır. Ne kadar tecrübeli ve bilgili olurlarsa olsunlar, açık deniz kaptanları boğazlara geldiklerinde gergin olurlar ve daha dikkatli yol almaya çalışırlar. Daha da önemlisi, bu suları iyi bilen tecrübeli “kılavuz kaptanlar”a ihtiyaç duyarlar. Yanlarında bir “kılavuz” ile geçerler boğazlardan.
Finansal piyasalarda her şey yolundayken herkes para kazanır. Eğer borsa 30.000 puan artmışsa hemen herkes para kazanmış demektir. İşler istikrarlıyken ve para kazanılırken yatırımcıların kendilerine olan güvenleri tamdır. Her şeyi biliyor, her şeyden anlıyorlardır. Kendilerini “yetenekli” olarak görüverirler hemen. Başarılı ve yetenekli olduklarını düşündüklerinden kimseye danışmaya gerek görmezler.
Peki ya işler sallantıdayken, piyasaların yönü net değilken ne yapmak lazım? İşte o zaman yatırımcıya bir “kılavuz kaptan” gerekir. Tecrübeli, piyasaları okumayı bilen ve daha da önemlisi, onlara piyasaları okumayı öğreten bir kılavuz... Piyasaları anlamak zor olduğu için de onları matematik ve istatistiğe boğmayan bir kılavuz olmalıdır.
Elinizdeki bu küçük kitap, bu iddia ile yazıldı. İçinde matematik ve istatistik barındırmayan, tüm Piyasa Tahmin Yöntemlerini açıklamaya çalışan bir kılavuz...
İyi seyirler...
2- Finansçı Olmayanlar İçin Finans
"Finansçı olmayanlar için finans da ne demek?" diyen arkadaşlara cevaben kaleme alınmış olan bu kitap, iş yaşamınız boyunca ya da olası iş yaşamınızda size bildiklerini öğretmemeye çalışan, zira çok da önemli bir şey bilmediklerinin anlaşılmasından korkan mevcut ve olası iş arkadaşlarınız da dikkate alınarak hazırlanmıştır. Vazgeçilmez olmalarına izin vermeyin...
Finans konusunu öğrenmek isteyen herkes için eşsiz bir başlangıç kitabı. İş yaşamında her zaman karşımıza çıkabilecek bu kavramın, sanıldığının aksine ilgilenen herkes tarafından rahatlıkla öğrenebileceği bir konu olduğunu göreceksiniz.
"Bu kitabı okuyup bitirmiş bir okur için, finansın temelleri artık daha anlaşılır hale gelecektir kanısındayım. Bundan sonra ihtiyaç düzeyinde detaya ulaşmak kalıyor. Kolay gelsin... "
Hakan Özerol
3- Davranışsal Finans - Saçmalama
Öyle dediğimize bakmayın, isterseniz saçmalayın. Bu bir sorun değil. Zaten hepimiz saçmalıyoruz. Özellikle de parasal konularda...
İnsanların parayla ilgili konularda akıl dışı kararlar vermelerini inceleyen pek çok çalışma var. Hatta, parayı kazanırken, yatırım yaparken ve harcarken nasıl niçin, rasyonel olmayan kararlar verdiğimizi inceleyen, finansın bir dalı da mevcut: Davranışsal finans.
Davranışsal finans, psikolojiyle finansın kesiştiği yerde duruyor. İçinde para olan bir konuda karar verirken, psikolojimizin etkili olduğunu ortaya koyup soruyor: Ne kadar rasyonelsiniz?
Davranışsal finansa göre yanıt net: Para ile ilgili konularda rasyonel değiliz ve mantıksız kararlar vermeye meyilliyiz. Daha da ötesi, insanların mantıktan sapması sistematiktir. Aslında bunun iyi bir haber olduğunu belirtmekte yarar var;
Evet saçmalıyoruz...Ama sistemli bir biçimde saçmalıyoruz!
Elinizdeki bu “Davranışsal Finansa Giriş” kitabını okuduktansonra da taksi şoföründen aldığınız tüyo ile hisse senedi almaya,canınız sıkıldığı için alışverişe çıkmaya, sinirli bir anınızda dövizinizi satmaya, markete gittiğinizde o anki açlık durumunuza göre sepetinizi doldurmayadevam edeceksiniz. Ama en azından bundan sonra, neden böyle davrandığınızı biliyor olacaksınız.
Hep denedin, hep yenildin, olsun, yine dene yine yenil, daha iyi yenil.
S.Beckett
2008 yılında yaşanmaya başlanan ekonomik krizinin üzerinden 5 yıl geçti ve geride bırakılan süre zarfında krizde pek çok yeni aşamaya tanık olundu. Tarihte olan ve olmayan pek çok müdahale yöntemleri denendi. Ülkelerin batmaları tartışıldı.
Kriz evrimini tamamladıkça görüldü ki, aslında bu krizin de pek çok aşaması geçmişteki krizlere benziyordu. Yaşarken öncekilerle benzerliği fark edilmese de başa gelenler ve gelecekler kitaplarda yazılıydı. Çünkü bunlar daha önce de olmuştu.
Dr. Hakan Özerol, kitabın Kriz Geliyorum Der! ismini taşıyan ilk baskısında tarihin yanılmadığını anlatmış, bu krizin süreçlerine benzeyen pek çok ara sürecin tarihte defalarca yaşandığını ortaya koymuştu. 2008 Lehman Krizi de krizlerin bir döngünün parçası olduğu gerçeğini bir kez daha kanıtladı. Bu nedenle, 2008 Lehman Krizi sonrasında yaşananların ele alındığı ve değerlendirildiği yeni bölümlerle zenginleştirilmiş yeni baskımızda kitabımızın isminde bir değişiklik yaptık ve Krizi Beklerken demeyi tercih ettik.
Her kriz bir gün bitecek, sonra yenisi başlayacak. Evet, kriz öncekiler gibi ansızın gelecek, ama gelmeden önce pek çok sinyal de verecek. Siz yeter ki nereye bakacağınızı bilin. Krizi Beklerken de tarih sayfalarından bakılacak yerleri sizin için çıkarıyor.
